Diyabet Diyeti

Diyabet yani şeker hastalığı pankreasın insülin salgısının tamamen veya kısmen yetersizliği veya eksikliği sonucunda meydana gelen endokrin bir hastalıktır.. Bunun sonucunda glukoz (şeker) hücrelere girip kullanılamadığı için kandaki değeri yükselir. Yüksek kan şekeri, sinirleri, kan damarlarını ve organları zedeleyerek tehlikeli komplikasyonlara sebep olur.Bu komplikasyonlar; sinir sistemi, böbrekler, göz, kalp ve ayaklarda ciddi sorunlar yaratır.

Şeker hastalarının diyeti hastanın yaşına, boyuna, vücut ağırlığına, fiziksel aktivitesine, sosyo-ekonomik durumuna ve beslenme alışkanlıklarına göre düzenlenmelidir. Bu yüzden diyet kişiye özel olmalıdır.

Kan şekerindeki iniş-çıkışı önlemek için düzenli bir öğün planı oluşturmak çok önemlidir. Karbonhidratlar kan şekerini etkileyen en önemli besin ögesidir. Önemli olan karbonhidrat içeren besinlerin ana ve ara öğünlerde ne miktarda alındığıdır. Kan şekerinde ani düşüş veya çıkışların olmaması için her öğünde yeteri kadar karbonhidrat alınmalıdır. Özellikle öğün öncesi insülin uygulayan veya insülin pompası kullanan hastaların, öğünde aldıkları karbonhidrat miktarına ve kan şekeri düzeyine göre doz ayarlamayı sağlayan karbonhidrat sayımını bilmeleri gerekir.

İlaç ve diyet tedavisi ile kan şekeri seviyesi düzenlenmektedir. Çoğu şeker hastası kilo problemi ile karşı karşıyadır. Buna öğün aralarının fazla uzun tutulması ve bunun sonucunda diğer öğünde fazla yenmesi , iştah kontrolünün sağlanamaması veya sürekli atıştırmalar , tatlı yeme isteklerinin fazla olması neden olabilir. Şeker hastalarının kontrolsüz ve hızlı bir şekilde kilo vermeleri elektrolit kaybı, kan şekeri dengesizliği, diyabete bağlı komplikasyonların hızlı seyretmesi ve ölüm ile bile sonuçlanabilir. Bu nedenle şeker hastaları kilo verme sürecinde diyetisyen kontrolünde olmalıdır.

Şeker hastalarının diyet planı genel olarak şu kurallara uygun olmalıdır:

Düzensiz yemek ya da öğün atlamak kan şekerinin aşırı düşmesine (hipoglisemi), ardından fazla besin alımına bağlı kan şekerinin aşırı yükselmesine (hiperglisemi) neden olabilir.

Peki bunu önleyebilmek için ne yapabiliriz ?

Yeterli ve dengeli beslenmek için her gün 3 ana öğün, 3 ara öğün şeklinde beslenmeye dikkat ediniz.
Ara öğünde şekerli bir besin örneğin meyve tüketiyorsak yarım bardak yoğurt ya da 1 bardak ayran ile tüketmek daha sağlıklı olacaktır.
Şeker hastaları için posa da çok önemlidir . Posanın kan şekerini yavaş yükseltmesi, kan yağlarına olumlu etki göstermesi sebebiyle şeker hastasının beslenmesindeki rolü büyüktür. Günlük beslenmede posayı artırmak için;
Beyaz ekmek yerine tam buğday, çavdar veya kepekli ekmek gibi esmer ekmekler tercih ediniz
Haftada en az 2 kez kurubaklagil tüketiniz
Günde en az 2 porsiyon sebze yemekleri tüketiniz
Öğünlerinizin yanında mutlaka yağsız salata tüketiniz
Meyvenin suyu yerine, meyvenin kendisini yeyiniz
Kabuklu yenilen meyveleri kabuğuyla tüketmeyi tercih ediniz.

Peki nelerden uzak durmalıyız ?

Şeker ve şekerli tatlılar, bal, reçel ,pekmez, hazır meyve suları, pasta, çörek, kek, kurabiye, çikolata, helva gibi besinler kan şekerini çabuk yükselttiği için tüketmemelisiniz.
Yağda kızarmış besinlerden, salam, sosis, sucuk gibi şarküteri ürünlerinden uzak durmalısınız.

Çalışmalar, diyabetli bireylerin ortalama olarak kalorilerinin yaklaşık %45’ini karbonhidrattan, %36-40’ını yağdan %16-18’ini proteinden alması gerektiğini göstermektedir. ADA ( Amerika Diyabet Derneği)’nın önerilerine göre; diyabet hastaları için genellikle en az 130 g karbonhidrat içeren, doymuş yağların toplam kalorinin %7’sinden az olduğu ve çoklu doymamış yağların da aynı oranda olduğu beslenme programı uygun görülmektedir. Haftada 2 veya daha fazla balık tüketilmelidir. Hastaların her 1000 kcal için 14 g lif almaları önerilmektedir.

Kan şekeri değerlerinin korunması; hem kalori alımının kontrolü, hem de kilo kaybı yoluyla sağlanmaktadır. Tip 2 DM hastalarının %80-90’ı obez olduğundan hedef, hastanın kilo vererek hiperinsülinemi ve insülin direncinin azaltılmasıdır. Bunun için kalori kısıtlaması ,ara öğün verilmesi, öğünlerin zamanlamasının ayarlanması, besin değişim listelerinin öğrenilmesi gerekmektedir. Tip 2 diyabetli bireylerin, glisemi, dislipidemi ve kan basıncı değerlerinde iyileşme sağlanması için enerji, doymuş ve trans yağlar, kolesterol ve tuz alımını azaltmalarını ve fiziksel aktivitelerini arttırmaları gerekmektedir.

Gebelerde zayıflamaya yönelik uygulamalar önerilmemektedir, ancak gebelik diyabeti (GDM) olan fazla kilolu veya obez kadınlar için hafif-orta derecede enerji ve karbonhidrat kısıtlaması uygun olabilir. GDM, ilerleyen zamanlarda hem anne hem de bebek için tip 2 diyabet riskini artırır. Annenin doğumdan önce ve sonra kilo kaybının ve fiziksel aktivitesinin artırılmasını hedefleyen yaşam tarzı değişiklikleri yapılmalıdır.

Diyabetin tedavisinde doğru beslenme çok önemlidir. Diyetisyen tarafından hazırlanacak kişiye özel beslenme programı uygulanmalı ve yaşam tarzı haline getirilmelidir.

BİZ SİZİ ARAYALIM 0312 440 74 06
SİZİ ARAYALIM BİZE ULAŞIN